Dün Kitapsaray’ın karşısındaki evimden çıkıp itfaiyenin oradaki gazetem Olay’a yürüyerek giderken bir Galatasaraylı olarak gözüme hoş gelen manzaralarla karşılaştım. Galatasaray formalarını üzerine geçirip cadde ve sokaklarda başı dik gururlu şekilde yürüyen taraftarları görünce aman nazar değmesin dedim. Televizyondaki tüm yorumcular Galatasaray’ın yeniden ayağa kalkışını, oynadığı güzel futbolu bahsetmeye başladı. Bu sene Süper Lig’in çetin geçeceği beliydi. Avrupa’ya erken veda eden Galatasaray sezona kriz içinde başlamıştı. Hocası ve yönetimi çok eleştiriliyordu. Ama Başkan Dursun Özbek sabır etti. Eleştirilere kulak tıkadı. İstanbul medyasına pabuç bırakmadı. Yaptığı transferler ile Galatasaray’ı yeniden ayağa kaldırdı. Önce Kayserispor sonrada Osmanlıspor karşısında Galatasaray fırtınası esti. Rakiplerini yaptığı baskı ile yıldırdı. Yeni golcüsü Gomis adete rakip takımların korkulu rüyası oldu. İki haftada atılan 7 gol, oynanan futbol taraftarın yüzünü güldürdü. İki ay önce Galatasaray’dan bir şey olmaz diyenler şimdi şampiyonluğun favorisi diyorlar. Futbol bu işte saha sonuçları iyi gelirse her şey unutulur. Ne giden Sneijder hatırlanıyor ne de Avrupa’ya erken veda. Yukarıda dediğim gibi Galatasaray’ın kara panteri Gomis golleri atıyor taraftarı coşturuyor. Geçen seneyi golsüz tamamlayan Tolga bile iki haftada iki gol attı. İnanılır gibi değil. Tabi bu tabloda Tudor’un da büyük payı var. Sonuçta bu takımı o kurdu. Futbol bu kaliteli ayaklar sahada olunca keyif veren tablo  ortaya çıkıyor. Bakalım Galatasaray’ın rüzgarı ne kadar devam edecek? Hep birlikte göreceğiz.