İnanılır gibi değil. Galatasaray adını bile söylemekte zorluk çektiğimiz 1996 yılında kurulmuş İsveç’in mütevazi bir takımına elendi. Temmuz ayında Avrupa’ya veda etti. İki maçta da zayıf rakibini yenemedi. Hakikaten bir Galatasaraylı olaraktan büyük hicap duyuyorum. Perşembe günü Çeşme’den Manisa’ya geldim. Büyükşehir’in ‘Eski Garaj, Yeni proje’ toplantısı için tatilimi yarıda kesip geldim. Bu toplantıda ki izlenimlerimi önümüzdeki günlerde köşemde yazacağım. Gazetemiz Olay’da ben, dürümcü Mehmet, Oğlum Gökhan sohbet etmeye başladık. Mehmet ‘Akşam maç ne olur?’ dedi. Gökhan ‘Zor eleriz’ dedi. Mehmet ‘Belhanda da oynuyormuş’  dedi. Gökhan; ‘İlk maçta şut bile çekemedik hem biz bu takımdan kesin gol yeriz’ dedi. Ben de ‘Katılıyorum’ dedim. Ama ben umutsuz değildim. İstanbul’da taraftarı ile Galatasaray’ın maçı kazanabileceğini düşünüyordum. Ama nerede? Bu takımda ruh gitmiş. Selçuk, Yasin, Tolga, Carole, Linnes bunların kesin gitmesi lazım. Hele Carole ve Linnes maç boyu bir isabetli orta yapamadılar. Galatasaray’ın bekleri bunlar mı olur? Bunlar büyük takım futbolcusu olamaz. Nitekim maç 1-1 bitti ve Galatasaray Avrupa’ya erken veda etti. Herkes Tudor gitsin diyor ama önce bu oyuncu topluluğunu temizlemek lazım. Galatasaray’ın sorunları maalesef bugüne dayanmıyor. Bu tablonun bana göre en büyük sorumlusu Hamza Hamzaoğlu’dur. 4. yıldızı kazandığı şampiyonluk sonrası Galatasaray’da gerekli değişikliği yapamadı. Oyuncuların esiri oldu. Carole gibi üçüncü sınıf futbolcuları Galatasaray’a getirdi. Küçük düşündü. Galatasaray bu sene de lige havlu atar. Artık Dursun Özbek yönetiminin de ömrünün uzun olmayacağını düşünüyorum.

ZEKİ AYAYDIN’I ANMA

Manisa iş ve spor dünyasının renkli siması sevgili dostum Zeki kardeşimin aramızdan ayrılmasının üzerinden iki yıl geçti. Manisa’ya geldiğimde Fevzi Açıkel aradı. Sofra Levent’in orada buluştuk. Destan da vardı. Fevzi dünden için “Zeki için lokma döktüreceğiz” dedi. Bunun üzerine gece Çeşme’ye dönmedim. Manisa’da kaldım. Sofra Levent de sohbet uzadı. Eve gelip yatağıma uzanacağım sırada depremle karşı karşıya kaldım. Hemen TV’yi açtım. Depremin Bodrum’da daha çok hissedildiğini öğrendim. Bu benim Manisa’da bu yaz ikinci kez depremle karşılaşmam oldu. Kendime güvensem Çeşme’ye giderdim. Düşünmedim değil. Ama sevgili Zeki kardeşimin dostlarımın anma töreninde bulunmaya karar verdiğim için vazgeçtim. Dün oğlum Gökhan’la Cuma günü Destan’ın kahvesinin önüne geldik. Ekip oradaydı. Sofra Levent, Hayri, Destan, Ahmet Görgülü, Fevzi Açıkel, Mustafa Özövgü ve Zeki Ayaydın’ın diğer dostları ile hayır lokmasını yedik. Ruhun şad olsun sevgili dostum Zeki.