'Anne olunca anlarsın'. Biz kadınlar genç kızlığımızda bu cümleyi annelerimizden muhakkak duymuşuzdur. Evlerde anne-kız çatışmasının yaşandığı dönemde annelerimizin hep söylediği, bizimse hiç üzerinde durmadığımız, hiç anlam vermediğimiz bir cümleydi o zamanlar. 

Yıllar geçtikçe hayatımızda bize biçilen rolleri sırasıyla oynamaya başladık. İş hayatına atılıp çalışan kadın olduk. Evin kızıyken, ablayken, kardeşken bir anda bir başka evin kadını, bir erkeğin eşi olduk. Gelin olduk. Yeri geldi hala olduk, teyze olduk. Bize hayatımızın çeşitli dönemlerinde gelen sıfatları sanki bir rütbe alırmışcasına omuzlarımıza taktık ve yaşamağa başladık. Bunlardan bazılarını sanki çok iyi biliyormuş gibi yaşadık, bazılarını ise bize biçilen bir görev gibi algıladık belki öyle olması gerektiğini kabullenerek yaşamağa çalıştık. 

Derken bir gün anne olduk. İlk gün canından can yaratmanın mutluluğuyla tarifi mümkün olmayan duygular yaşadık, her duyguyu bastıran, her duygunun önemini yitirdiği. Hayatımız boyunca yaşadığımız ilk olan duyguların yerini çocuğumuzu ilk kucağımıza alışımız, ilk konuşması, ilk adımını atması, ilk okula başlaması, ilk mezuniyeti, ilk olan bir çok yaşanmış duygular kapladı hayatımızı, hatta ilk yaramazlığı bile büyük keyif verdi. 

Zaman ilerleyip çocuklarımız büyümeye başladıkça yaşadıklarımız da büyüdü. Diğer rollerimiz aynı yerinde, aynı duygularda kalsa da, annelik rolümüz hep rütbe atladı. Çocuğumuzun her yeni yaşı yeni şeyler getirdi, hissettirdi. Hele ki ergenlik denen dönemle birlikte master yapmağa başladık. Hatta bazen öyle anlar geldi, öyle şeyler yaşandı ki, 'Ya bu çocuk benim mi?' sorgulamasını bile yaptık. 'Bu olmamış, verelim yerine yenisini alalım' gibi bir durum da yok tabii ki kimi zaman çatışmalar, kimi zaman sorgulamalarla o dönem de bitti ama biz anneler de en çok bu dönemde yıprandık. Başka güçlüklerle başa çıkmaya çalışırken belki yüz kere söylediğimiz 'Of artık yeter' sızlanmasını çocuğumuzla yaşadığımız olaylarda bir kere bile telaffuz etmedik, karşılıklı anlayışla bunu nasıl atlatırızın çözümünü aradık. Bu çok zor dönemi atlatmak zaten asıl mesele. Hem çocuk için, hem de ebeveynler için. O da geçip gittikten sonra zaten çatışma da olmayınca çocuğunuzla beraber onun hayatının yol haritasını çizmenin uğraşı başlıyor, keyifle. 

İşin ilginci, tüm bu dönemleri atlatırken şöyle geriye doğru dönüp baktığınızda sanki olumsuzluklar yaşanmamış gibi hissediyorsunuz. Benim çocuğum hiç yaramaz değildi, hiç problem yaşamadık moduna giriyorsunuz. İşte bunu hissetmek, herşeyin yolunda gittiğinin en büyük göstergesi bence. 

Annelik duygusu yaşayanlar için çok değişik bir duygu. Bir zaman geliyor bir bakıyorsunuz ki, çocuklarımız bir yana, dünya bir yana oluyor. Merkezimiz oluyorlar onlar. Bence evliliğin en güzel getirisi, sahip olduğumuz evlatlar. 

Annelerin bu kadar cefakar olmalarını takdir etmek amacıyla her ne kadar Mayıs ayının ikinci pazarı Anneler Günü olarak kutlansa da ben bunu sembolik bir gün olarak görüyorum. Annelerimizin hakkını ne yapsak hiçbir zaman ödeyemeyiz. Çocuklarımızın da babadan çok annelerine daha bir farklı duygular hissetmesi de içgüdüsel olarak bundan kaynaklanıyor bence. 

Ben hayatımın bana biçtiği rollerden en çok anne olmayı sevdim. Karşılıksız sevginin hazzını çocuklarımda yaşıyorum. Rabbimin bana emaneti olan iki çocuğumun yaşattığı duygular için her gün şükrediyorum. Annelik duygusu bana o kadar çok şey katıyor ki, her gün onlarla birlikte kendimi tekrardan keşfediyorum. Onlarla birlikte yasadığım tecrübeler beni daha bir olgunlaştırdı. 

Hayatın içinde çocuklarımla sevgilerimizi yürekten hissederek yer almayı çok ama çok seviyorum. Annelik duygusunu tatmamış olanların gerçeğini hissedemeseler de yüreklerinin bir köşesinde onlara bu duyguyu yaşatan birilerinin oldugunu düşünüyorum. Annelerini sonsuz yolculuğa uğurlayanların da her gün içlerindeki özlemin biraz daha büyüdüğünü tahmin edebiliyorum. 

Annem; ben anne olunca anladım gerçek sevgiyi, karşılıksız sevgiyi, bize verilen hayatın değerini. Evlat sevgisiyle bu hayatta var olmanın ne demek olduğunu. Hayatımız evlatlarımızla renklensin, onların sevgisiyle değer kazansın. Evlatlarımız ve onların bize kattığı duygularla hayatta yer almak dileğiyle annelerimizin günü her gün kutlu, her gün mutlu olsun.